MYA

Şeker ile Nasıl Mücadele Etmeliyiz ?


Şeker nedir ?

Hep birlikte şekere bir göz atalım;

Vücudumuzun temel şekeri glikoz, yani kandaki şeker. Fruktoz ise vücudun enerji ihtiyacını karşılamak için kullandığı basit şekerdir. Mesela sebzelerde, meyvelerde doğal olarak bulunur. Glikoz ve fruktoz yan yana geldiğinde “sakkaroz” meydana gelir. Yani şeker pancarı ya da şeker kamışındaki şeker budur, bu çaya da konan şekerdir. Şeker kamışı ya da şeker pancarından elde edilen şeker ilaveleri eşit oranda glikoz ve fuktoz içerir. Protein, yağ, vitamin ve mineral gibi hiçbir yararlı besin öğesini bulundurmuyor. Posa içeriği de olmayan boş kalori aslında. Bu nedenle rafine edilmiş beyaz şekere vücudun hiç ihtiyacı yok. Rafine şeker ve çoğu gıdanın içinde bulunan yüksek oranda fruktoz içeren mısır şurupları vücudumuzda karaciğer tarafından metabolize ediliyor. Bu da karaciğerin daha fazla çalışması anlamına geliyor. Bunun aksine günlük olarak tükettiğimiz ve kaliteli karbonhidrat kaynağı olarak adlandırdığımız tahıllar ile baklagillerden aldığımız şeker ise sadece glukoza dönüşerek vücudun her hücresinde kullanılıyor. Dolayısıyla kaliteli karbonhidrat kaynaklarını, yani tahılları, baklagilleri, rafine şeker veya fruktoz şurupları gibi hem boş enerji kaynağı değil, hem de vücuda zarar vermeden şeker ihtiyacımızı karşılayabiliriz. Şimdi ise şekerin zararları nelerdir ve vücudumuzda nelere yol açmaktadır hep beraber inceleyelim.







Şekerin zararları ?

➤ Vücutta su tutulmasını arttırır.
➤ Bel ve göbek yağlarını arttırır.
➤ Yüksek yoğunluklu lipoprotein olan HDL’yi düşürür ve dejeneratif hastalıkların başlangıcı olan kan trigliseritlerini yükseltir.
➤ Kilo alma, şişmanlık ve obeziteye neden olur.
➤ Sindirilememiş kompleks karbonhidratlar nedeni ile oral glukoz tolerans testinde glukoz seviyesinin yüksek çıkmasına neden olur.
➤ Açlık şekerini yükseltir.
➤ Hipoglisemiye (kan şekeri düşmesi) neden olur.
➤ Diyabete (şeker hastalığına) neden olur.
➤ Obez hastalarda yüksek kan basıncına neden olur.
➤ Kalp, damar ve felç hastalıklarına neden olur.
➤ Sistolik kan basıncını arttırır.
➤ Kanın pıhtılaşmasını artırır ve damarların tıkanmasına neden olur.
➤ Aterosikleroz denilen damar sertliğine neden olur.
➤ Astıma neden olur.
➤ Akciğerlerde amfizeme neden olur.
➤ Karaciğer büyümesi ve yağlanmasının nedenidir.
➤ Safra taşına neden olur.
➤ Böbreği büyütür ve patolojik değişikliklerine neden olur.
➤ Böbrek taşlarına sebep olur.
➤ Böbrek üstü bezlerin fonksiyonlarını yavaşlatır.
➤ İdrar elektrolit dengesini bozar.
➤ Sindirim siteminin asiditesini artırır.
➤ Hazımsızlığa neden olur.
➤ Gastrik ve duodenal ülseri bulunan hastalarda tekrarlama sıklığında neden olur.
➤ Fosfataz adlı enzimi bağlar ve yok eder. Böylece sindirim işlemi zorlaşır.
➤ Besinlerin gastrointestinal sistemde ilerlemesini yavaşlatır, bağırsak
hareketlerinin 1 numaralı düşmanıdır. Kabızlık yapar.
➤ Kronik bağırsak hastalıklarından ‘crohn hastalığı’ ve ‘ülseratif kolit’ riskini artırır.
➤ Bağırsaklarda pamukçuk hastalığının nedeni olan ‘candida albicans’ın (mantar) kontrol edilemeyen üremesine neden olur.
➤ Dışkıdaki safranın ve kalın bağırsakta bulunan bakteriyel enzimlerin konsantrasyonunu artırır.
➤ Apandisit gibi tehlikeli bağırsak iltihaplanmasına neden olur.
➤ Hemoroit dediğimiz, basur hastalığına neden olur.
➤ Bacaklardaki varislere neden olur.
➤ Eklem ve tendonları hassaslaştırır.
➤ Kronik artrit hastalıklarına (eklem hastalıkları) neden olur.
➤ Gut hastalığına yakalanma riskini arttırır.
➤ Kemik erimesini (osteoporoz) başlatır.
➤ Mültipl skleroz hastalığına neden olur. Epileptik nöbetlere neden olur
➤ Alzheimer hastalığına neden olur.
➤ Parkinson hastalığı olan kişilerde şeker tüketiminin fazla olduğu görülmüştür.
➤ Her türlü kanser hücresini besler. Safra yolu kanserine yol açabilir.
➤ Mide kanseri riskini arttırır.
➤ Pankreasın yağlanmasına ve kanserine neden olur.
➤ Meme, yumurtalık, prostat ve kalın bağırsak kanserine neden olur.
➤ Şeker, şekerli tatlılar, meyve şekeri (fruktoz), şurup ve pekmezlerin tüketilmesi akciğer kanseri için de ciddi risk faktörü oluşturur.







Canlı organizmalardaki birçok sistemin fizyolojik çalışmasında bozulmaya neden olur.

➤ Vücudun mineral dengesini bozar.
➤ Krom ve bakır eksikliğine neden olur.
➤ Kalsiyum ve magnezyum emilimini bozar.
➤ Kanda E vitamininin miktarını azaltır.
➤ Kanda büyüme hormonu düzeyini azaltır.
➤ Protein emilimini engeller.
➤ Protein yapısına zarar verir.
➤ Proteinlerin vücuttaki rolünde kalıcı değişikliklere yol açar.
➤ Dokuların esnekliğini ve işlevini bozar.
➤ Enzimlerin fonksiyonlarını bozar.
➤ DNA yapısında zarara yol açar.
➤ Alkol gibi zehirleyicidir.
➤ Bağımlılık yapıcı bir maddedir.
➤ Vücut bağışıklık sistemini yıkar ve zayıflatır.
➤ Vücutta serbest oksijen radikallerin artmasına ve oksidatif strese neden olur. Serbest oksijen radikalleri, bütün dejeneratif hastalıkların, kanser ve yaşlanmanın temel nedenidir.
➤ Viral ve bakteriyel her türlü enfeksiyon hastalığına karşı korunmayı zayıflatır.
➤ Yaraların ve hastalıkların iyileşmesini geciktirir.
➤ Beyinde delta, alfa ve tetra dalgalarını bozar.
➤ Depresyona neden olur.
➤ Baş ağrısı ve migrene neden olur.
➤ Dikkatsizliğe neden olur.
➤ Şeker ve tatlı alımı azaltıldığında duygusal kararlılık artar.
➤ Görmeyi bozar ve körlük yapar.
➤ Miyop hastalığına (uzağı görememe) neden olur.
➤ Gözlerde katarakta neden olur.
➤ Tükürük asiditesini artırarak diş çürümelerine neden olur.
➤ Diş ve diş eti hastalıklarına neden olur.
➤ Besin alerjisine neden olur.
➤ Derimizdeki kollajen yapısını bozar ve ciltte kırışıklıklara neden olur.
➤ Erken yaşlanmaya sebep olur.
➤ Gebelikte kan zehirlenmesine neden olur.
➤ Yeni doğanda dehidratasyona yani bedenin fazla miktarda sıvı kaybetmesine neden olur.
➤ Çocuklarda hiperaktivite, anksiyete, konsantrasyon bozukluğu ve zayıflığına neden olur.
➤ Çocuklarda adrenalin seviyesinin ani artışlarına sebep olur.
➤ Çocuklarda egzamaya neden olur.
➤ Çocuklarda uyuşukluğa ve aktivite azalmasına neden olur.
➤ Okul çağındaki çocuklarda başarısızlık nedenidir.
➤ Çocuk felci riskini arttırır.
➤ Kadınlarda premenstürel sendromu (adet dönemi öncesi yaşanan sıkıntılar) daha kötü hale getirir.
➤ Erkeklerde estrodiol (doğal oluşan östrojenin en kuvvetli formu) seviyesini arttırır.
➤ Vücutta hormonal dengesizliğe neden olur. Bazı hormonlar az çalışırken, bazı hormonlar aşırı çalışır.
➤ İnsülin ve leptin direncini başlatır ve giderek artırır.
➤ Şeker ve tatlı tüketiminin ardından kan şekeri, kompleks karbonhidrat olan nişastadan, 5 kat daha fazla yağa dönüşür.





Peki ya niçin devamlı şeker isteriz ?

Şekere bağımlı olmak aslında psikolojik değil, biyolojik sebeplerden kaynaklanır. Zira hormon ve hücreler arası iletişimi sağlayan kimyasallar, şeker alışkanlığını kışkırtır. Dahası şekerli bir yiyecek ya da içecek sadece kan şekerini ve insülini yükseltip kişinin daha fazla şeker istemesine sebep olmakla kalmaz, aynı zamanda beyinde de değişiklilere yol açmaktadır.






Şeker vücudumuza ne yapar ?

Ağzınıza tatlı bir şey atınca dildeki tat alma duyuları beyni uyarır ve ödül mekanizması çalışır. Dopamin salgılanır. Bu esnada şeker mideye, ince bağırsağa, sonra karaciğere doğru yola çıkar. Metabolizma bu besini denetlemeye çalışır. Enzimler, şekeri glikoz ve fruktoz olmak üzere iki moleküle ayrıştırıp parçalar. Nişasta bazlı şeker ise sindirimin ilk aşamasında doğrudan kana karıştığı için metabolizmanın ayarlarını bozar.

Şeker ile nasıl mücadele etmeliyiz ?

Beyin, şekere tıpkı alkol ve sigara gibi tepki verir. Şekeri hayatınızdan çıkardığınız ilk günlerde baş ağrısı, gerginlik ve çok fazla tatlı isteği oluşuyorsa bu, şekere bağımlılığınıza işarettir. Bu bağımlılıkla mücadele için en etkili yol ise şekeri aniden hayatınızdan çıkarmak olacaktır.






Saygı ve sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın

Açlık Hissetmene İzin Vermeyecek 13 Gıda


Bu lezzetli yiyecekler açlık hissini gidererek kilo vermene yardımcı olacak. Yazımızı oku ve bu 13 gıdayı diyetine neden eklemen gerektiği hakkında daha fazla bilgi edin.



Süt

Süt sağlık açısından faydalı ve kilo vermene yardımcı olan besinlerden biri. Araştırmaya göre, gün içinde az yağlı süt içmek (toplam kalori alımını azaltmakla birlikte) sütsüz bir diyetten daha fazla yağ kaybetmene yardımcı oluyor.
Süt, kas kütleni korumanı da sağlıyor. Ayrıca içerdiği protein ve kalsiyum da sütü kilo kaybına yardımcı besinler listesinin başına getiriyor.




Matcha Tozu

Bu yeşil toz sadece lezzetli değil, aynı zamanda önemli zayıflama güçlerine de sahip. Matcha tozu, yeşil çay yapraklarının bir araya getirilmesiyle yapılıyor ve kilo kaybı dahil olmak üzere birçok yararı bulunuyor. Ayrıca antioksidan bakımından da zengin.
Son zamanlarda yapılan bir araştırma, günde içinde matcha çayı içmenin 30 dakikalık tempolu yürüyüş sırasında yağ dokusunu azaltmaya yardımcı olduğunu kanıtladı.



Armut

Armut çok sayıda vitamin, mineral ve antioksidan içeren lezzetli ve sulu bir meyve. Sadece bir orta boy armut 6 gram lif içeriyor. Lif seni daha uzun süre tok tutacağı için gün boyunca fazla yemek yememeni sağlıyor.




Su

Su kilo vermede gizli silahın olabilir. Seni tok tutmaya ve metabolizmanı hızlandırmaya yardımcı oluyor. Araştırmaya göre, yemekten 30 dakika önce su içen insanların içmeyenlere oranla daha fazla kilo verdikleri ortaya çıktı.
Yanında her zaman bir su şişesi bulundur, böylece aç veya bitkin hissettiğinde kraker gibi abur cubur tüketmek yerine su içebilirsin.



Kırmızı Chilli Biber

Biber; kapsaisin adı verilen ve ağzında yanma hissine neden olan aktif bir bileşken içeriyor. Kapsaisin ayrıca iştahını azaltırken metabolizmanın hızını artıran önemli zayıflama güçlerine de sahip. Kısacası her yemeğinde yer almayı hak eden ateşli bir besin.



Yağsız Protein

Muhtemelen yağsız proteinin kilo vermenin anahtarı olduğunu biliyorsun, fakat nedenini biliyor musun? Protein kas kütleni korumana yardım ediyor ve vücudun onu parçalamak için daha fazla enerji kullanıyor; bu da daha fazla kalori yakman anlamına geliyor.
Buradaki en önemli kural yağsız protein tüketmen. Seçeneklerin arasında, az miktarda görünür yağ içeren kırmızı et, derisiz tavuk göğsü ve hindi bulunuyor.



Siyah Fasulye

Fasulye ye, kilo ver. Öyle mi? Evet, araştırmalar günde yaklaşık bir porsiyon fasulye içeren bir diyetin, onsuz diyetlere kıyasla önemli bir kilo kaybı ile sonuçlandığını gösteriyor. Hem lif hem de protein için iyi bir kaynak.





Çavdar Ekmeği

Çavdar tanelerinden yapılan çavdar ekmeği kendine has bir tada sahip. Yüksek lif ve düşük glisemik indeks seviyesi sayesinde ise hem kan şekeri hem de kolesterolü düşürdüğü kanıtlandı.



Kahve

Kahve, merkezi sinir sistemini uyaran kafein içeriyor. Kahvedeki bazı bileşkenlerin yağ parçalanmasını artırdığı da araştırmalarla kanıtlandı. Aynı zamanda kahve, vücut ısısını artırarak daha fazla kalori yakmanı sağlıyor. Kahve içmeyi sevmiyorsan smoothielerine ekleyerek faydalarından yararlanabilirsin.



Yulaf

Yulaf, çeşitli vitaminler, mineraller ve antioksidanlar açısından zengin bir tahıl. Ayrıca bol miktarda beta-glukan içeriyor. Bu suda çözünür lif, bağırsaklarında kalın, jel benzeri bir katman oluşturuyor. Bu da seni tok tutmada çok etkili.
Bir kase lezzetli yulaf ezmesi, şekerli kuru mısır gevreğinden kesinlikle daha iyi bir seçim. Araştırmalar kahvaltıda yulaf ezmesi yemenin kendini tok hissetmene yardımcı olduğunu ve günün ilerleyen saatlerinde kalori tüketimini azalttığını belirtiyor.



Badem

Badem en düşük kalorili kuruyemişler arasında yer alıyor ve önemli miktarda kalsiyum, sağlıklı yağ, protein ve lif sağlıyor. Doyurucu güçleri onu diyet atıştırması için iyi bir seçim haline getiriyor.





Yeşil Yapraklılar

Daha önce muhtemelen duymuşsundur: Marul, ıspanak ve kırmızı yapraklı marul gibi yeşil yapraklı sebzeler kilo vermende sana mükemmel bir katkı sağlıyor.
Bunun nedeni kalorilerinin düşük ve lif oranlarının yüksek olması. Salatanı hazırlayıp yeşilleri eklerken, fındık, tohumlar, peynir veya soslar gibi yüksek kalorili malzemelere dikkat et. Fazladan ilave etmen diyetin açısından pek iyi olmayabilir.



Soya

Soya da et gibi ‘tam bir protein’ olarak kabul ediliyor. Bu, optimal sağlık için ihtiyacın olan tüm temel amino asitleri içerdiği anlamına geliyor.
Soyayı, soya peyniri, edamame, soya sütü ve kavrulmuş soya fıstığı gibi birçok şekilde bulabilirsin. Soyanın iştahı kesmede, yüksek proteinli et bazlı bir diyet kadar etkili olduğu da tespit edildi.




Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın


Çikolatanın Faydaları Nelerdir ?

Çikolata: Tutku, keyif ve güzellik


Çikolata sadece tadının güzel olması ile değil, Yeni Dünya başlangıcında damar ve dolaşım sistemi gibi hastalıklara karşı tedavi amaçlı da kullanılmaktadır.

Çikolata, 19.yy’da sağlığa zararlı bir madde olarak daha az kakao içeren şekerli bir ürün halinde üretilmesinden sonra yaygınlaşmıştır.

Kakao tanelerinin %50 ile %57si yağdan oluşmaktadır. Ancak çikolatanın sağlığa yararları içindeki yağ ve şekerden kaynaklanmaz. Çikolatada bol miktarda polifenol bulunur. Küçük bir parça bitter çikolatada bir bardak kırmızı şarabın iki katı kadar veya bir fincan yeşil çaydaki kadar polifenol vardır. Bir fincan sıcak çikolata, bir fincan siyah çayın beş katı kadar, yeşil çayın üç katı kadar veya kırmızı şarabın iki katı kadar daha fazla antioksidan aktivite meydana getirebilir.

İdeal çikolatanın rengi siyah olup kakao oranı %50’den fazladır ve kakao yağı ile yapılır.

Günde 40 gram bitter çikolata (%70 kakao içeren) tüketimi vücuda önemli miktarda polifenol sağlar ve kadiyovasküler hastalıklar ile kanserin önlenmesine yardımcı olabilir.

Mutluluk hormonlarının üretimini artırarak serotonin ve endorfini açığa çıkaran bu lezzetli besin maddesi stresi de büyük ölçüde yok etmektedir.



Çikolata ve Faydaları

Çikolatanın güzellik içlin önemini biliyor musunuz?

• Çikolata hem kalp hastalığına hem de cilt hastalıklarına da faydalıdır.

• Bakım, maske ve kremleri güzellik amaçlı kullanılmaya başlayan çikolata mükemmel bir bakım kürüdür.

• Aromatik kokusu ve dokusu stresi önler. Sivilce ve cilt lekelerine etkisi ile de arındırıcı ve rahatlatıcı bir etkiye sahiptir.

• Çikolata masajı; Kasları çözmek için yapılan bir masaj olup ısıtılmış şekersiz çikolata kullanılarak Çin tıbbına ait özel teknikler ile uygulanır.

• Saf bir siyah çikolatada bol miktarda polifenoller, magnezyum, potasyum, fosfor ve E vitamini bulunur.

• Kan dolaşımını artıraran çikolata; cilt yapısında anti-aging etki yaratır.



Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın



Motivasyon Nedir ? Motivasyon Nasıl Sağlanır ?


Motivasyon kişiyi harekete geçirmek için gereken gücü sağlar. Motivasyon, bireyi hedefe doğru hareket ettiren içsel bir süreci ifade eder. Motivasyon, davranışı harekete geçiren biyolojik, duygusal, sosyal ve bilişsel güçleri içerir. Motivasyon terimi bir insanın neden bir şey yaptığını tanımlamak ve anlamak için sıklıkla kullanılmaktadır.

Örneğin, üniversite sınavına hazırlanan bir öğrencinin iyi bir üniversite kazanabilme amacıyla günün büyük kısmını ders çalışarak geçirmesi. Ya da çalıştığı kurumda terfi alabilmek için daha yüksek performansla çalışmaya başlaması gibi.





Motivasyon Sözleri

Motivasyon sözleri, motivasyon sağlamada önemli yere sahip. Sevdiğiniz motivasyon sözlerini küçük kağıtlara yazıp her gün göreceğiniz yerlere asabilirsiniz.

Motivasyon sözleri neler?

"Asla vazgeçmeyin! Yüzüstü yere serilseniz dahi, ileriye doğru hala hareket ediyorsunuz demektir.” - Victor Kiam

“Bir gün geriye dönüp baktığınızda mücadele yıllarınız, sizin en güzel zamanlarınız olarak hatırlanacaktır.” - Sigmund Freud

“Durmadan devam ettiğiniz sürece, ne kadar yavaş gittiğinizin bir önemi yoktur.” - Konfüçyüs

“Dünyadaki en önemli şeylerin çoğu, hiç umut gözükmediği halde denemeye devam eden insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir.” - Dale Carnegie

“Elinizden gelenin en iyisini yapıyorsanız, başarısızlığı düşünmek için zamanınız olmayacaktır.” - Harriett Jackson Brown

“Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Öyleyse şimdi tam zamanı. Harekete geçin.” - Paulo Coelho




Motivasyon Nasıl Sağlanır?


Ağ kurun

Alanınızdaki diğer başarılı kişilerle ilişkilendirin ve ağ kurun. Her ne zaman benzer düşüncelere sahip bir grupta olursanız, sizi her zaman motive edeceklerini ve size yardım edeceklerini anlamalısınız. Hayran olduğunuz insanlarla konuştuğunuzda, enerjinizin yükseldiğini hissedeceksiniz ve bu şekilde motive olabilirsiniz.


Hedeflerinizi görselleştirin

Hedeflerinizi görselleştirmek, somutlaştırmak önemli bir adım olabilir. Bu sayede, motivasyon kaybı yaşadığınız anlarda, neden başladığınızı hatırlarsınız. Bunu daha önce denediyseniz ama motive olamadıysanız, bunun nedeni doğru şekilde yapmamanızdan kaynaklanabilir. Duygu ve pozitif içsel konuşma eklemeniz gerekir.


Odaklanın

Odaklanın ve elde etmek istediğiniz sonuçları düşünün. Bir şeyler yapma dürtüsü yoksa, istediğiniz sonuçlara odaklanmaya çalışın. Hiçbir başarı, mutluluk, motivasyon bir günde sağlanabilen, elde edilebilen bir şey değildir. Bunun bir süreç olduğunu ve odaklanarak devam etmeniz gerektiğini bilin.


Ne istediğinizi bilin

Hayatınızda ne istediğinizi ve neden elde etmek istediğinizi biliyor musunuz? Bunu daima hatırlayın. Çünkü sizi yönlendirecek sebep budur. Sebebiniz yeterince güçlü değilse, hayatta başarılı olmak için gerekli önlemi alma dürtüsüne asla sahip olmayacaksınız. Bu yüzden hedeflerinizi somutlaştırın ve ne istediğinizi bilin .


Harekete geçin

Bazen harekete geçmek için motivasyon tekniklerine her zaman sahip olmak zordur. Yapmanız gereken sadece işe koyulmaktır. Başladıktan sonra, devam etmesi için ivme kazanacaksınız. Örneğin makale yazmaktan nefret ediyorsanız, günde sadece 10 dakika ayırarak yazabilirsiniz.




Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın

Kurban Bayramı'nda Nasıl Beslenmeliyiz?


Bir bayram daha geldi çattı ! Bu bayramın favorisi, şüphesiz ki et ve et ürünleri.Peki et tüketimimiz nasıl olmalı ? Bayramda sağlıklı beslenerek, bu güzel günleri çok daha keyifli hale getirebiliriz.



Kurban Bayramı kahvaltısı nasıl olmalı ?

Kurban Bayramı’nda genellikle kavurmalı kahvaltılar öne çıkar. Oysa etin kesildikten sonra hemen tüketilmesi doğru değildir. Ölüm katılığı nedeniyle et bu esnada yeterince lezzetli ve yumuşak olmaz, pişme süresini uzatacağı gibi sindirimi de zorlaştırır.Bu nedenle kahvaltı da kavurma yerine ; Bol yeşillik , peynir, haşlanmış yumurta gibi dengeleyici besinler tüketmek en sağlıklısı olacaktır. Eğer bayram telaşından kahvaltıya vakit ayıramıyorsanız 1 bardak sütun yanında ceviz badem tüketebilirsiniz fakat güne aç başlamayınız.


Bayramda kronik rahatsızlığı olanların nelere dikkat etmesi gerekiyor?

Bayramlarda psikolojik olarak daha fazla yemek yeme isteği vardır, fakat fazla yemek yenmesi halinde sindirim zorlukları, gaz sıkıntısı, hazımsızlık, mide bulantısı ve ani tansiyon yükselmesi gibi rahatsızlıklar görülebiliyor.Kronik rahatsızlığı olan hastaların normal beslenme düzeninin dışına çıkmamaları gerekmektedir.
Kırmızı etteki doymuş yağ oranının fazla olması kalp damar sağlığını tehdit edici olabilir.Bu nedenle kronik hastalar kırmızı et tüketimine dikkat etmeli. Tüketilecekse de ızgara veya haşlama olarak tüketilmeli ve mutlaka yanında sebze yemeği veya bol yeşillik salatası olmalıdır.





Kurban Bayramında Kırmızı et tüketimi nasıl olmalı, nelere dikkat edilmeli?


Ülkemizin bulunduğu bu süreçte nasıl olacak bilinmez fakat ailelerin birlikte olduğu ender zamanlardan biri olacağı için çeşit çeşit yemekler yapılacaktır. Kurban Bayramı'nda sofrada illaki kırmızı et olacaktır ama önemli olan nasıl ve ne zaman tüketildiği. Rigor Mortis yani ölüm katılığı nedeniyle et en az 24 saat dinlendirilmeli. Dinlenmiş et daha yumuşak ve lezzetli olacaktır.Bunun yanı sıra içerisinde bulundurduğu mikroorganizmaların yok olması için bu süre bizim için önemlidir. Kavurma veya kızartma yöntemiyle pişirilen etin hem sindirimi zor hem de vitamin, mineral kaybı olacaktır. Eğer kavurma yapılacaksa , pişirirken içerisine kuyruk yağı, iç yağ eklemek gibi sıklıkla yapılan hatalardan başta kalp hastaları olmak üzere herkes kaçınmalı, etler hiçbir ekstra yağ eklenmeden kendi yağında ve suyunda kısık ateşte kavurmalı.
Etin yanında mutlaka sebze yemekleri veya salata bulunduralım. Sebze ve salatada bulunan lifler, kırmızı etteki doymuş yağın vücuttan dışarı atılmasını sağlayacaktır ve bulundurdukları C vitamini demir emilimini arttırmaya yardımcı olacak. Etin yanında ayran tüketimi sindirimi kolaylaştıracaktır.Bu süreçte ikramları geri çevirmek olmaz fakat olabildiğince tadımlık yemekte fayda var.

Ah Bu Tatlılar

Bayram günlerinin vazgeçilmezi tatlılarımız. Evde yapmasanız misafirlikte mutlaka bir tabak önünüze konur. Peki ne yapmalı ? Tüketilen porsiyon ve tatlı türü çok önemli! Zaten ağır bir bayram tatlıdan kurtaralım hiç olmazsa. Eğer şerbetli hamurlu tatlılardan ise 1 dilim alıp tadına bakalım kafi hem misafirlikte geri çevirip kırmamış olursunuz hem de siz bayramın tadını çıkarmış. Eğer tercihinize kalmışsa bu bayram sütlü ve ve meyve içerikli tatlılar tüketebilirsiniz.

Su Tüketimi !

Ev ziyaretlerinin, koyu sohbetlerin en yakın dostu köpüklü türk kahveleri ve koyu çaylar. Bunları fazla tüketmemeye dikkat edelim. Çay ve kahve tüketimi idrar söktürücü etkisi nedeniyle vücuttan fazlaca su kaybedilmesine neden olur. Bu nedenle 2-3 litre su tüketmeyi ihmal etmeyin.

Sevdiklerinizle geçireceğiniz hayırlı bayramlara



Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın



Zihin ve Beden Sağlığını Güçlendirecek 3 Yeni Alışkanlık


NEAT, termal egzersizler ve dijital detoksla hem zihin hem de beden sağlığını güçlendirebilirsin.

Gün boyunca belki farkında bile olmadan yaptığın bazı alışkanlıklar hem zihinsel hem de fiziksel sağlığın için risk taşıyor. Bu alışkanlıkları hayatından çıkarmaya ve yerlerine daha sağlıklı alternatifler koymaya ne dersin?


1. Günde birkaç defa NEAT uygula

Kendi kendine “NEAT nedir?” diye soruyor olabilirsin. NEAT’in İngilizce açılımı “non-exercise activity thermogenesis”dir; bunu Türkçe’ye “egzersiz dışındaki aktivitelerle metabolizma hızını artırma” olarak çevirebiliriz. Yapılan araştırmalara göre günlük ufak tefek aktivitelerle metabolizmanı hızlandırmak, spor salonuna gitmek kadar önemlidir. İşte NEAT, bu aktivitelere verilen isim.




Peki NEAT aktiviteleri olarak neler yapabilirsin? Evcil hayvanını gezdirmek, evi temizlemek, çamaşır katlamak veya çocuklarınla oynamak gibi şeyleri NEAT’e örnek olarak sayabiliriz. NEAT hareketleri kalp sağlığını geliştirir ve günlük 300-1000 arasında kalori yakmana yardımcı olur. Bunların yanında beyin için faydaları da vardır. Sen hareket ettiğinde vücudun temiz ve besleyiciliği yoğun olan kanı beynine pompalar, bu da enerjini ve odaklanma yeteneklerini artırır.
NEAT metodunu hayatına katmak ve ondan faydalanmak, evde televizyon karşısında uzun süre vakit geçirirken veya bazılarımızın evden çalıştığı bu dönemde, uzun süre masa başında otururken, arada sırada yerinden kalkıp kısa bir yürüyüş yapmak ya da ayağa kalkıp esneme hareketleri yapmak kadar basit olabilir.




2. Termal egzersizleri dene

Termal egzersizler, oda sıcaklığından daha yüksek veya daha düşük sıcaklıktaki yerlerde bulunarak uygulanır. Örneğin saunaya girmek ya da çok soğuk bir havuza girmek gibi. Yapılan araştırmalar düzenli olarak saunaya girmenin yüksek tansiyon, demans, inme ve erken ölüm gibi önemli riskleri azalttığını ortaya çıkardı.
Düşük sıcaklıklar da sağlığımız için faydalı. Yapılan bazı çalışmaların sonucunda, düşük sıcaklıktaki sularda vakit geçirmenin metabolizmayı hızlandırdığı, kortizolü düşürdüğü ve beynin bazı hormonları salgılanmasını sağlayarak odaklanmayı artırdığı görüldü. Tüm bunların yanı sıra uyuduğumuz odanın sıcaklığı da çok önemli bir faktör.




3. Özellikle yemek zamanlarında dijital detoks yap

Araştırmalar yemek sırasında dikkatimizin dağılmasının yeme deneyimimizi olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. Özellikle de telefona bakarak yemek yemenin bazı bireyler için %15 daha fazla kalori tüketmek olarak sonuçlandığı; hatta bu oranın zamanla daha da yükseldiği gözlemlendi.
Akıllı telefon gibi elektronik cihazlardan bir süre de olsa uzak durmak zihinsel sağlığımız için de son derece önemli. Yapılan başka bir araştırmada sosyal medya kullanımını günde sadece 30 dakika azaltmanın bile yalnızlık hissini ve depresif duyguları azalttığı sonucu ortaya çıktı.





Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın 

Adım Adım Sağlıklı Beslenme Önerileri


Sağlıklı beslenmek için hayatında çok büyük değişiklikler yapmana gerek yok! İşte sağlıklı beslenmeye dair uzmanların verdiği basit ipuçları…

Sağlıklı beslenme programı izlemek kendine katı kurallar koymak veya kendini sevdiğin yiyeceklerden mahrum etmek demek değildir. Aksine, kendini harika hissetmen, daha fazla enerjiye sahip olman, sağlığını ve ruh halini iyileştirmen demektir.
Genellikle sanılanın aksine, sağlıklı beslenme programı uygulamak aşırı derecede karmaşık olmak zorunda da değildir. Eğer sen de gördüğün ve okuduğun tüm çelişkili beslenme ve diyet tavsiyeleri karşısında kafanın karıştığını hissediyorsan yalnız değilsin! Ancak aslında en önemlisi bazı basit ipuçlarını ve kuralları izlemek ve küçük değişiklikler yaparak sağlıklı bir beslenme düzeni oturtmaktır.



Sağlıklı Beslenme Programının Temeli

Sağlıklı beslenme programının temel taşı işlenmiş gıdaları mümkün olduğunca işlenmemiş/doğal gıdalar ile değiştirmek olmalıdır. Mümkün olduğunca doğala yakın yiyecekler tüketmek, görüntünde ve ruh halinde büyük bir fark yaratabilir.
Sağlıklı bir vücuda sahip olmak ve bunu korumak için hepimizin beslenmemizde protein, yağ, karbonhidrat, lif, vitamin ve mineral dengesine ihtiyacımız vardır. Belirli yiyecek kategorilerini diyetinden çıkarman gerekmez, aksine her kategoriden en sağlıklı seçenekleri seçmen gerekir.
Sağlıklı beslenmek demek kendini ‘ya hep ya hiç’ durumuna zorlamak da değildir. Sevdiğin yiyecekleri tamamen beslenmenden çıkarmak zorunda değilsin. Ayrıca beslenmenin tamamını tek seferde değiştirmek zorunda da değilsin. Bunu yapman genellikle sadece yeni sağlıklı beslenme programından vazgeçmene yol açar.



Adım Adım Sağlıklı Beslenme Programı

Bir seferde birkaç küçük değişiklik yaparak ilerleyebilirsin. Hedeflerini gerçekçi tutmak kendini bunalmış hissetmeden, uzun vadede daha iyisini başarmana yardımcı olabilir. Sağlıklı bir beslenme programını, diyetine günde bir salata eklemek gibi bir dizi küçük, yönetilebilir adım olarak düşünebilirsin. Küçük değişiklikler alışkanlık haline geldikçe beslenmene daha sağlıklı seçenekler eklemeye devam edebilirsin.







Kendini başarıya hazırla

Kendini başarıya hazırlarken işleri basit tutmaya çalış. Örneğin, kalori saymakla aşırı ilgilenmek yerine, diyetini renk, çeşitlilik ve tazelik açısından düşün. Paketlenmiş ve işlenmiş gıdalardan kaçınmaya ve mümkün olduğunca daha taze malzemeler seçmeye odaklan.



Yemeklerini kendin pişir

Evde daha fazla yemek pişirmek yediklerini kontrol etmene ve yemeğinde tam olarak ne olduğunu daha iyi izlemene yardımcı olabilir. Daha az kalori tüketeceksin, ayrıca kendini yorgun, şişkin ve sinirli hissetmeni sağlayacak; depresyon, stres ve anksiyete belirtilerini artırabilecek kimyasal katkı maddelerinden, şeker ilavesinden ve paketlenmiş gıdalardan kaçınabileceksin.



Doğru değişiklikleri yap

Beslenmendeki sağlıksız yiyecekleri tüketmeyi bırakırken bunları sağlıklı alternatiflerle değiştirmen önemlidir. Tehlikeli trans yağların sağlıklı yağlarla değiştirilmesi (örneğin kızarmış tavuğu ızgara somonla değiştirmek gibi) sağlığın için olumlu bir fark yaratır.



Etiketleri oku

Paketlenmiş gıdalarda, hatta sağlıklı olduğunu iddia eden yiyeceklerde bile, şeker veya sağlıksız yağlar gizli olduğundan etiketleri okuyarak yiyeceklerinde neler olduğunu öğrenmen önemlidir.




Yedikten sonra nasıl hissettiğine odaklan

Bu sayede sana neyin iyi geldiğini görebilir, yeni sağlıklı alışkanlıklar ve damak zevkleri edinebilirsin. Yediğin yemek ne kadar sağlıklı olursa, yemekten sonra kendini o kadar iyi hissedersin. Ne kadar çok abur cubur yersen kendini rahatsız ya da enerjisiz hissetmen o kadar olasıdır.



Bol su iç

Su sistemlerimizden toksinleri atmamıza yardımcı olur. Yeterli su içmemek, ayrıca, yorgunluğa, düşük enerjiye ve baş ağrısına da sebep olur. Açlık ile susuzluk hislerini karıştırmak da yaygındır. Bu nedenle yeterli sıvı tüketmek daha sağlıklı yiyecek seçimleri yapmana yardımcı olacaktır.



Sağlıklı Beslenme Programında Günlük Kalorileri Nasıl Dağıtabilirsin?

Yapılan bilimsel çalışmalar günlük kalorilerin çoğunu günün ilk yarısında tüketmenin faydalı olduğunu söylüyor. Diğer bir deyişle kahvaltı ve öğle yemeğinde akşam yemeğinden daha fazla kalori alman öneriliyor. Örneğin, her kahvaltıda ve öğle yemeğinde günlük alımının yüzde 40’ını ve akşam yemeğinde sadece yüzde 20’sini yiyebilirsin.

Egzersiz Yapmak İçin En İyi Zaman Hangisi ?


Günün hangi saatinde egzersiz yaparsan en fazla verimi alabilirsin?

Günlük rutinine egzersizi dahil etmek ve bunu sürdürmeyi başarabilmek kazanması zaman alan bir alışkanlık. Bunun en büyük sebeplerinden biri de egzersiz yapmak için zaman bulmanın zor olduğunu düşünmek. Çoğumuzun evde olduğu ve daha esnek davranabildiğimiz bu günler, eğer hala düzenli spor alışkanlığını tam olarak kazanamadığını düşünüyorsan senin için harika bir fırsat olabilir.

Ancak burada önemli bir konu daha var, o da sporu ne zaman yapman gerektiği. Eğer gün içinde ne zaman uygun olursan o zaman spor yapmayı düşünüyorsan bu fikirden hemen vazgeçmelisin. Çünkü spor alışkanlığını kazanmanın temel kuralı onu önceden planladığın saatlerde yapmaktır ve bu da genelde her gün, aşağı yukarı aynı zaman diliminde olmalıdır.

Egzersizlerini bir plana oturtabilmen için, günün hangi saatinde egzersiz yapmanın daha iyi olduğu hakkındaki bilimsel açıklamalara kulak ver ve egzersizlerinden en yüksek verimi elde et.





Sabah Egzersizleri

Araştırmalara göre sabahları, özellikle de aç karnına spor yapmak, depolanmış yağları yakmanın en iyi yoludur ve kilo kaybı için idealdir. Bunun nedeni sabah saatlerinde vücudunun hormonal dengesini bu hedefi destekleyecek şekilde ayarlamasıdır.

Sabahın erken saatlerinde hormonların daha iyi yağ yakma kapasitesine sahip olur. Çünkü sabahları kortizol ve büyüme hormonu seviyelerin daha yüksek olur; bu da enerjini depoladığın yağlardan kullanmanı sağlar. Bu da kilo vermeye yardımcı olabilir. Araştırmalar ayrıca, sabah egzersizlerinin ardından iştah seviyenin gün boyunca daha düşük olabileceğini ve bunun da kilo alma riskini önleyebileceğini ortaya koyuyor.

Ayrıca sabahları antrenman yapmak gün boyunca daha iyi hissetmeni ve daha üretken olmanı da sağlar.





Öğleden Sonra Egzersizleri

Ama eğer gerçekten sabah insanı değilsen kendini zorlama. Öğleden sonra antrenman yapmak da kötü bir seçenek değildir. Özellikle de antrenman rutinin uzun veya yoğunsa…

Sabah antrenmanları yağ yakmak ve kilo vermek için idealdir, öğleden sonra yaptığın antrenmanlar ise performansını artırabilir. Çünkü antrenmana başlayana kadar iki öğün yemiş olacağından kan şekeri seviyen yüksek olur. Bu da daha yüksek bir yoğunlukta çalışıyorsan ihtiyaç duyduğun şeylerden biridir.

Öğleden sonra yaptığın bir egzersiz, gün sonunda enerjinin aniden düşmesi durumundan kaçınmanın da harika bir yolu olabilir. Eğer 13:00 ile 16:00 arasında egzersiz yaparsan, bu sadece hızlı bir yürüyüş olsa bile, canlanmana ve odaklanmana yardımcı olabilir.



Akşam Egzersizleri

Birçok kişiye göre egzersiz yapmak için işten sonraki saatler en uygundur. Yapılan araştırmaların sonuçlarında, kas fonksiyonlarının ve gücünün akşam saatlerinde zirve yaptığı ortaya çıktı. Akşamları yapılan egzersizlerin uyumanı zorlaştırdığına dair bir düşünce olsa da, aslında egzersiz yapar yapmaz uykuya dalmak için hemen yatağa girmediğin sürece bu uyku düzenini etkilemez. Aksine antrenmandan 90 dakika sonra uyursan, bunun daha derin ve daha dinlendirici bir uyku olduğu ve böylece kaslarının iyileşmesini hızlandırdığı biliniyor.

Akşam egzersiz yapmanın bir diğer faydası da gün içinde biriktirdiğin stresi atmanı sağlayarak yatağa huzurlu bir biçimde girmene yaraması. Özellikle de yoga gibi stres giderici egzersizler gece yapıldığında çok daha iyi uyumana yardımcı olabilir.
Sonuç olarak günün hangi saatinde egzersiz yapmalısın?

Egzersiz yapmak için en iyi zaman sabah saatleridir. Sabah saatlerinde yaptığın egzersizler sana en yüksek fiziksel ve zihinsel faydayı sağlar. Ayrıca zaman içinde daha iyi sonuçlara ulaşmana ve alışkanlık kazanmana yardım eder. Aynı zamanda, öğleden sonra ve akşam saatlerinde yaptığın egzersizlerin de çok büyük yararları var. Kısaca, egzersiz yapmak için kötü zaman diye bir şey yoktur. En önemli kural, kendine en uygun zamanı bulman ve bu zamana sadık kalarak düzenli olarak spor yapmandır.



Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın

Spor Yapmanın Görünmeyen 6 Faydası


Kas geliştirmek, yağ yakmak, forma girmek… Bunların dışında fiziksel aktivitenin hayatına kattığı diğer faydaları biliyor musun?




Neden spor yapıyoruz?
Bu sorunun akla gelen ilk cevapları büyük bir olasılıkla forma girmek, fiziksel olarak güçlenmek, kilo vermek, kas yapmak, kendini iyi hissetmek gibi cevaplar olacak. Ter atmak sana kendini gerçekten çok iyi hissettirir, bu sayede hareket etmeyi ne kadar sevdiğini keşfettikten sonra, bunu düzenli yapmak sana daha kolay hale gelir.

Eğer düzenli egzersiz yapmaya yeni başladıysan, sporun faydalarının her zaman gözle görülür değişimlerle sınırlı olmadığını ve bu faydaların egzersiz yaptıktan sonra da yaşam tarzına etki ettiğini fark edeceksin.



Ruh Halinin Olumlu Değişimini Göreceksin

Özellikle de küresel bir salgın yaşadığımız bu günlerde stres seviyenin yükselmesi epey normal. Sana bu konuda en büyük yardımı spor sağlayacak. Birkaç hafta boyunca düzenli egzersiz yaptığında genel modunun yükseldiğini rahatlıkla hissedebilirsin. Bilimsel araştırmalar da günlük olarak fiziksel aktivite yapmanın kaygı duyma eğiliminde olanlara yardımcı olduğunu söylüyor. Spor, sana kendini iyi hissettiren endorfin gibi hormonların salgılanma seviyesini artırır, bu da kendini iyi hissetmeni sağlar.
Ayrıca egzersiz yaparken beyninin egzersize odaklandığını ve başka hiçbir şey düşünmediğini fark edebilirsin. Spor, olumsuz düşünceleri dağıtır ve günlük işlere odaklanma becerini günün tamamına yayar. Araştırmalar egzersiz yapmanın beynin düşünme, hafıza ve konsantrasyon yeteneklerini artırabildiğini de göstermiştir.





Daha iyi bir arkadaş ve partner olursun

Bu günlerde çevrimiçi bir antrenmana katılmaya karar verdiğinde ya da normal dönemde spor salonuna gittiğinde sağlığını bir öncelik haline getirmiş oluyorsun. Bu da kendini sevmeyi seçmen demek. Daha güçlü, daha hızlı ve daha mutlu olabilmek için kendine bu zamanı ayırarak önem verdiğin kişilere daha fazlasını verme şansına sahip oluyorsun. Çünkü kendimizi sevmek ilişkilerimizi geliştiriyor ve elimizden gelenin en iyisi olmaya doğru bizi bir yola çıkarıyor. Antrenman sonrası kendini daha sabırlı hissediyor ve arkadaşların veya partnerinleyken o ana daha fazla odaklanabiliyorsan bunun nedeni, antrenman sırasında kendine ihtiyaç duyduğun zamanı vermen.





Daha fazla su içersin

Çoğumuz su içmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bunun nedeni sadece vücudumuzun yüzde 60’ı sudan oluşması değil. Yeterli su içmek iş performansı, ruh hali, genel sağlık için ve elbette egzersiz yaparken de faydalı.

Spor yaparken ter atmanın nedeni vücudunun bunu serinlemek için yapması. Bu da su kaybetmene sebep oluyor. Eğer su tüketimini artırarak bu kaybı yerine koymazsan dehidrasyon riski altında olabilirsin. Dolayısıyla spor yaparken zaten su tüketirsin. Bu alışkanlık da yavaş yavaş günlük yaşam tarzına yayılır ve sürdürülebilir bir hale gelir. Günde yaklaşık iki ila üç litre su içersen kendini çok daha iyi hissedersin.





Daha iyi uyursun

Düzenli spor yapmaya başlamadan önce nasıl uyuyordun? Yatakta dönüp duranlardan mıydın? Dinlenemeden uyandığını mı hissediyordun? Peki düzenli egzersizi hayatına dahil ettiğinden beri daha derin uyuduğunu fark ediyor musun? Bir fitness rutini izlemek uykunu daha iyi almana katkıda bulunuyor. Uyku sorunu olan biriysen düzenli egzersiz yapmak sadece daha yüksek bir uyku kalitesine değil, aynı zamanda daha uzun bir uyku süresine sahip olmana da yardımcı oluyor.




Günlük işleri daha kolay yaparsın

Alışveriş poşetlerini taşımak ya da pencereleri temizlemek için parmak uçlarında durmak sana egzersiz gibi gelmeyebilir. Ancak bunlar mobiliteni ve gücünü test eden görevlerdir. Düzenli antrenmanlara belli bir süre devam ettikten sonra bu gündelik işlerin daha kolaylaştığını fark edersen bu, vücudun için doğru olanı yapıyorsun anlamına gelir.

Bu gibi günlük işleri daha da basit hale getirmek için antrenman rutinine fonksiyonel hareketler eklemeni öneririz. Bunlar arasında squat, lunge, biceps curl gibi hareketleri sayabiliriz. Ve bu hareketleri mümkün olduğunca yavaşlatıp doğru bir şekilde yaptığında doğru kasları aktive edersin, böylece onları daha etkili biçimde çalıştırmış olur ve gündelik işleri daha da kolay hale gelirsin.





Daha dik oturursun

Şu anda bu yazıyı okurken nasıl oturuyorsun? Omurgan düz mü? Ayakların yere sıkıca basıyor mu? Eğer evde egzersiz rutinini oturtabildiysen daha iyi bir duruşa sahip olduğunu fark edebilirsin. Çünkü egzersiz yaparken güvenli bir şekilde hareket ettiğinden emin olmak için her kası kontrol edersin. Doğru bir postüre odaklanarak tüm yanlış duruş alışkanlıklarını doğruya çevirebilirsin. Fitness yaparken vücudunun nasıl formuna odaklanıyorsan, aynı dikkati günün geri kalanında da gösterme alışkanlığını edineceksin.



Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın


Bol Bol Karpuz Tüketmen İçin 5 Sıra Dışı Yöntem

Yazın en ferahlatıcı ve en sağlıklı meyvelerinden karpuzu yerken bu 5 yaratıcı fikirden faydalanabilirsin!

Karpuzsuz bir yaz düşünülemez! Belki de yazla en çok özdeşleştirilen meyve olan karpuz, yüzde 92 oranında su içermesinin yanı sıra, sana bir dizi vitamin, mineral ve antioksidan da sağlayan sağlıklı bir besindir.

İşte bu ferahlatıcı meyvenin tadını doya doya çıkarman için karpuzla hazırlayabileceğin beş farklı tarif.


Egzersiz Sonrası Karpuz Suyu

Karpuz suyu, kas ağrısını azaltan ve egzersiz sonrası iyileşmeyi hızlandıran bir amino asit olan L-sitrulin içerir. Aynı zamanda azot-oksit seviyelerini artırıp kan damarlarının genişlemesine yardımcı olarak kan basıncını düşürdüğü de biliniyor. Egzersiz sonrası kendine dinlendirici ve ferahlatıcı bir içecek hazırlamak için 2 veya 3 su bardağı dolusu karpuz parçasını blender’dan geçir, ardından bu karışımı bir sürahinin içine süz ve buz ekleyerek keyfine var.





Daha Sağlıklı Bir Cilt İçin Karpuz Salatası

Karpuz enflamasyonla mücadeleye yardımcı olan C vitamini bakımından çok zengindir. Ayrıca daha sağlıklı cilt ve saçlar için vücudunun kollajen üretmesine de yardımcı olur. Magnezyum açısından zengin karpuzu beyaz peynirle bir araya getirip yazlık bir salata hazırlayabilirsin. Magnezyum peynirdeki kalsiyumun emilmesini kolaylaştırır, böylece kemiklerin ve bağışıklık sistemin daha da güçlü bir hale gelir.





Karpuz Kabuğunu da Yiyebilirsin

Bu sana ilginç bir fikir gibi gelebilir, çünkü çoğu insan kabuğunu çöpe atar. Ama aslında kabuk kısmı bağırsak rahatsızlıklarını engelleyen lifler ve L-sitrulin içerir. Yeşil kabuk kısmını soyup sert olan beyaz kısmını bir sebze gibi kullanabilirsin. Bu beyaz kısmı rendeleyerek bir lahana salatasına karıştırabilir, olgun domateslerle beraber püre haline getirip soğuk servis edilen gazpacho çorbası hazırlayabilir ya da farklı sebzelerle birlikte wok tavada yüksek ateşte pişirebilirsin.



Dondurma Niyetine Karpuz

Karpuz çoğunlukla sudan oluştuğundan günlük su tüketimi ihtiyacına büyük bir katkıda bulunur. Bir bardak karpuzda sadece 42 kalori olması da onu sıcak yaz günleri için düşük kalorili ve ferahlatıcı bir seçenek haline getirir. Karpuzu minik üçgenlere böl, kabuklarını ayıkla, her üçgenin tabanına bir çubuk yerleştir ve buzlukta katılaşana kadar beklet. İşte sana dünyanın en kolay dondurması!





Atıştırmalık Olarak Karpuz Çekirdeği

Karpuz çekirdeklerini atmak yerine onları atıştırmalık olarak tüketebilirsin. 30 gram civarında karpuz çekirdeğinde yaklaşık 156 kalori, 8 gram protein ve 16 miligram folat bulunur. Bunlar sağlıklı bir kardiyovasküler sistemi destekleyen ve vücudunun yiyecekleri enerjiye dönüştürmesine yardımcı olan besin maddeleridir. Çekirdekleri zeytinyağı ve deniz tuzuyla karıştır ve onları fırında 10 ila 15 dakika boyunca 325 derecede pişir. Leziz ve sağlıklı atıştırmalığın hazır! 



Saygı ve Sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın

Bağışıklık Sistemi Çayı

Bağışıklık Sistemi Çayı

Vücudunuzun direncini yükseltmek için bu çayı içmelisiniz.


Bağışıklık sistemini güçlendiren içecek nasıl yapılır?

Malzemeler
  • 1 çay kaşığı elma sirkesi
  • 1 fincan yeşil çay
  • 3-4 damla limon suyu
  • Bir iki damla bal
  • 1 küçük parça zencefil
  • Bir parça tarçın


Yapılışı

  • Çayı suda 2-3 dakika bekletin.
  • Çayı sudan ayırın ve kalan malzemeleri karıştırın. Unutmayın, zencefil ne kadar demlenirse, o kadar güçlenir.
  • Tüketmeden önce zencefili çıkaralım. Afiyet olsun..



Saygı ve sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın

Probiyotik Nedir?

Probiyotik Nedir?

Bağışıklık sisteminin iyi çalışmasını sağlayan probiyotikler, bakterilerden koruduğu gibi besinlerin sindirimini ve emilimini sağlar. Probiyotikler, bağırsak sağlığı açısından oldukça önemlidir. Sindirim sistemi açısından önemli bir yere sahip olan probiyotikler aynı zamanda bağışıklık sistemi, tansiyon ve kolesterol yüksekliğine de iyi gelmektedir. Probiyotikler bağırsaklarda geçici olarak bulunduklarından dolayı her gün düzenli olarak alınması gerekmektedir. Bir bakterinin probiyotik olarak tanımlanması için öncelikle bağırsağa canlı olarak ulaşması gerekmektedir. Bunun için midedeki güçlü asitlere ve safra tuzlarına dayanıklı olup, bağırsaklara canlı olarak ulaşabilmelilerdir. Yararlı bakterilerin en yaygın çeşitlerini; bifidus regularis, lactobacillus bulgaricus, lactobacilus acidophilus ve laktik asit olarak sıralayabiliriz. Bu bakteriler vücuttaki zararlı bakterilerin çoğalmasını önlediği gibi sindirimi kolaylaştırır ve ishal, mide rahatsızlığı, şişkinlik, hazımsızlık veya gaz gibi problemlerin oluşumunu önler. 






Probiyotikler Ne İşe Yarar?

Tüm bakteriler faydalı değildir. Bu sebeple vücudumuzda yararlı bakterilerin azaldığı ve zararlı bakterilerin arttığı dönemlerde, kilo alımı, sindirim problemleri, cilt problemleri, ishal, kabızlık ve birçok farklı kronik hastalıklar oluşmaya başlayabilir.



Sıklıkla görülen rahatsızlıklardan bazılarını sıralayalım:

  • Huzursuz bağırsak sendromu
  • Enflamatuar bağırsak rahatsızlığı
  • İshal
  • Antibiyotik kullanımına bağlı gelişen ishal

Bu noktada probiyotik kullanımı vücudun sağlıklı bakteri dengesine kavuşmasına yardımcı olarak, bağırsakların düzgün çalışmasına ve immün sisteminin korunmasına faydalı olabilmektedir. Bu tür hastalıklar ile karşılaştığımız dönemde düzenli probiyotik kullanımına başlamak sizi rahatlatabilir.



Probiyotik Hangi Yiyeceklerde Bulunur?

  • Yoğurt
  • Ayran
  • Peynir
  • Bitter çikolata
  • Turşu
  • Lahana turşusu
  • Keçi sütü
  • Kambu çayı

Probiyotikler, genellikle süt ürünlerinde karşımıza çıkmaktadır, probiyotik yoğurt, doktorların sıklıkla tavsiye ettikleri kefir, lahana turşusu, salatalık turşusu ve mavi yeşil alglerde (mikroyosunlar) probiyotikler bulunmaktadır.

Hazır probiyotik gıdalar dışında evde probiyotik yoğurt yaparak marketlerden alacağınız pastörize yoğurtlara oranla çok daha fazla probiyotik tüketebilirsiniz.






Probiyotiklerin Faydaları Nelerdir?

  • Kabız, ishal, hazımsızlık ve şişkinlik gibi sindirim sistemi bozukluklarını giderir.
  • Alerjik hastalıkların tedavisinde yararlanılır.
  • Reflü, gastrit, ülseratif kolit, spastik kolon, chorn sendromu, bağırsak ve mide polipleri gibi sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılmaktadır.
  • Bağışıklık sistemi bozukluklarına iyi gelir.
  • Vücuttaki zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olur.
  • Otoimmün hastalıkların tedavisinde etkili sonuçlar verir.
  • Kandaki kolesterol seviyesini düzenler.
  • Kan şekerini dengeler.
  • Hamile ve lohusaların sindirim sistemine fayda sağlar.
  • Karaciğer hastalıklarının tedavisinde fayda sağlar.
  • Depresyon tedavisinde yararlanılır.
  • Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Kemik erimesini önler.
  • Ağız kokusunun giderilmesine yardımcı olur.
  • Yaşlanma etkilerini azaltır ve cildin daha sağlıklı görünmesini sağlar.


Probiyotik Azalması Nelere Yol Açabilir?

  • Sistit / Üretrit / Vajinal mantar enfeksiyonları
  • Bulanık görme / Göz kuruluğu
  • Akne /Egzama / El-ayak parmaklarında mantar enfeksiyonları
  • Menopozal semptomlar / PMS
  • Ağız kuruluğu / Diş çürükleri / Diş eti hastalıkları / Kötü kokulu nefes
  • Ritim bozukluğu / Çarpıntı / Kalp-damar hastalıkları / Kolesterol yüksekliği
  • Kilo alma
  • Kabızlık / İshal / Gaz / Geğirme / Şişkinlik
  • Kronik yorgunluk sendromu / Fibromiyalji/Artrit
  • Astım / Alerji / Saman nezlesi
  • Depresyon / Bilinç bulanıklığı / Bellek sorunları / Yoğunlaşamama / Öğrenme güçlüğü
  • Kulak çınlaması / Vertigo / Sersemlik hali



Saygı ve sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın


Siesta Nedir? Öğle Uykusu Vücuda Ne Gibi Yararlar Sağlar ?


Öğle Uykusu Vücuda Ne Gibi Yararlar Sağlar?

Dikkat edilirse Akdenizlilerin dünyanın en sağlıklı nüfusuna sahip olduğu fark edilir. Yapılan araştırmalar bu insanların yoğun oksijen, deniz ürünleri, zeytinyağı, lifli yiyecekler, dertsiz bir yaşam felsefesi ve bugünü şimdi yaşamak üzerine kurulu olan çoklu bir varoluş felsefesine hakim olduğunu göstermektedir. Bu yaşam stili hiç şüphesiz insanlığın iki önemli ekolünün felsefe ve spor’un bu kıyılardan çıkmasına sebep olmuştur. Siesta ise bu kültürün en belirgin günlük özelliklerindendir.

Erken uyanan bir metabolizma öğlen saatlerine dek hem beyin, hem de fizik olarak yoğun biçimde çalışır ve gece boyunca –toparladığı- rezervleri büyük oranda tüketir. Fakat hafif bir öğlen öğünü sonrası yapılacak 30-45 dakikalık bir uyku desteği metabolizmayı yeniden toplayarak daha verimli çalışmasına katkıda bulunacaktır. Bu etkiyi özellikle öğleden sonra uygulanan antrenmanlarda gözlemlemek mümkündür. Şayet yapabilirseniz antrenman öncesi 30-45dk uyumaya çalışın. Çünkü gelişim için en önemli hormon olan Büyüme Hormonu yani GH ancak uyku esnasında salgılanır ve dokuların onarım ve gelişimini sağlayabilir. Yeterli uykunuz yoksa GH dışarıdan doping şeklinde alınsa bile asla etkinlik gösteremez. Uyku en temel geliştirici faktördür.


BİRÇOK SICAK ÜLKEDE UYGULANAN “ SİESTA”NIN ÖNEMİ NEDİR?

Pek çok Akdeniz ve Güney Amerika ülkesinde saat 14.00- 16.00 arasında ‘siesta’ uygulaması yapılmaktadır. Siesta, sıcak ülkeler için çok doğru bir uygulamadır. Öğle saatlerinde kişilerin yaşadığı yorgunluğu engellemek için, kısa süre de olsa uykuya ihtiyaçları vardır. İnsanlar, uyuşuk bir şekilde çalışacaklarına, uykularını almış dinç bir şekilde çalışmaları çok daha verimli olacaktır.






ÖĞLE UYKUSU VÜCUDA NE GİBİ YARARLAR SAĞLAR?

Öğle uykusu fizyolojik bir olaydır. Kişinin 24 saat içerisinde uykuya yatkın olduğu dönemlerden biri de öğle uykusu saatleridir. Öğle uykusu, en az gece uykusu kadar insan vücuduna yarar sağlar. Gece yeteri kadar uyumuş, gündüz de öğle uykusu uyuyan bir kişinin vücudu tazelenir, performansı artar, düşünme ve problem çözme yeteneği hız kazanır.


İNSAN VÜCUDU EN ÇOK HANGİ SAAT DİLİMLERİNDE UYKU İHTİYACI DUYAR?

Gün içerisinde iki kez vücut ısısı düşmektedir. Birisi sabaha karşı 03.00 sıralarında, diğeri ise öğleden sonra 14.00- 15.00 saatleri arasındadır. İnsanların öğle yemeğinin ağırlığına bağladığı bu rehavet dönemi, aslında vücudun uykuya en meyilli olduğu saat dilimidir. Bu saat aralıkları uykunun en kaliteli olduğu zamandır. Kaliteli uyku, insan vücuduna uzun süre uyumaktan çok daha faydalıdır.


GENETİK FAKTÖRLERİN UYKU ÜZERİNDE ETKİSİ VAR MIDIR ?

Genetik faktörlerin uyku üzerinde çok büyük etkisi vardır. Kimi insan 13-14 saat uyusa da uykusunu alamaz, kimi ise 4- 5 saatlik bir uykuyla günü zinde geçirebilir. Aynı şekilde uykuya dalma ve uyanma saatleri de genetik faktörlerden etkilenmektedir. Bazıları geç saatte yatıp geç kalkmayı, bazıları da erken yatıp erken kalkmayı sever.






EN ÇOK KİMLERİN ÖĞLE UYKUSUNA İHTİYACI VARDIR?

İmkanı olan herkesin öğle uykusuna yatması vücudu açısından faydalıdır. Ancak özellikle çocukların öğle saatlerinde mutlaka uyumaları gerekmektedir. Çocukluk çağında öğle saatlerinde alınan kaliteli uyku, beyin ve vücut gelişimi için çok önemlidir. Burnu tıkalı olan çocuklar uykularını tam olarak alamadıkları için, vücutları kavruk kalabilir. Bu cümlelerden de ortaya çıkabileceği gibi uyku büyüme açısından çok önemlidir.


ÖĞLE UYKUSUNUN SÜRESİ NE KADAR OLMALIDIR?

Çocukların yaklaşık 1-2 saat öğle uykusuna ihtiyaçları vardır. Erişkinler içinse 15-20 dakika yeterlidir. Ancak bazı insanlar geceleri dahi uyuyamamaktadır. Bu tip insanlara öğle uykusu kesinlikle tavsiye edilmemektedir. Çünkü gündüz saatlerinde kısa bir süre dahi uyusalar, gece uyumaları çok zorlaşır.






Saygı ve Sevgiler;

Muhammet Yasin Aydın

Turşu Suyunun Faydaları

Güçlü Bağışıklık Sistemi İçin Turşu Suyu

Yüksek oranda sodyum içermesi, spor aktivitesi sırasında kaybedilen su ve tuzun telafi edilmesinde etkili olmasını sağlarken, elektrolit dengesinin yeniden kazanılmasında yardımcı oluyor.



Turşu suyu nedir?

Turşu suyu, turşusu kurulan meyve veya sebzelerin içinde bekletildiği sudur. Turşunun hazırlanma şekline göre değişkenlik gösterse de turşu suyu genellikle su, sirke (veya limon), tuz ve fermentasyon sürecine/içeriğine bağlı olarak da probiyotik içerir.
Dehidrasyon yani vücudun aşırı su kaybetmesi durumunda turşu suyu adeta bir süper kahraman. Bu durumda bol su tüketmek tabii ki ilk akla gelen şey ancak ondan çok daha iyi bir seçenek var elimizde. İçinde hem sodyum hem de potasyum olduğundan turşu suyu vücudun kaybettiği suyu daha hızlı yerine koymakla kalmıyor, daha uzun süre bu şekilde kalmanızı sağlıyor. Zira terleyerek vücuttan sodyum ve potasyumu attığımızı düşünürsek turşu suyu bunları vücuduna geri kazandırma özelliğine sahip. İshalden muzdarip olanlar, akşamdan kalanlar turşu suyunu es geçmesin.
Mikroplara karşı en korumasız olduğumuz kış aylarında bağışıklık sistemini güçlü tutmamız gerekiyor. İçinde C ve E vitaminleri kadar antioksidan da barındıran turşu suyu böylelikle bağışıklık sisteminizi de güçlendirerek sağlığınızı korumak için canla başla uğraşıyor.
Turşu suyu içinde bulunan asetik asitin yağ birikimini azaltma ve metabolizmanın hızlı çalışmasına yardımcı olma gibi özellikleri var. Ana malzemesinin sirke olduğunu düşünürsek (limoncular kusura bakmasın) ve sirkenin de kilo vermeye etkisini de biliyorsak aslında çok da mantıksız değil.
Yine içerdiği sirke sebebiyle turşu suyu yemek sonrası kan şekeri seviyesini dengeliyor. Yalnız burada içilen miktarı çok az tutmak önemli.
Sabah saatlerinde içilen turşu suyunun bağırsak sorunlarını giderdiği biliniyor. Bu sebeple kabızlık çekenlerin de kurtarıcılarından biri de turşu suyudur. Hatta nokta atışı yapalım, lahana turşusu suyu bu konuda çok daha iddialı.
Turşu ve suyu, demir, magnezyum, kalsiyum, potasyum ve çinko gibi vücut için çok önemli olan mineralleri barındırıyor. Düzenli olarak sebze ve meyve tüketemiyorsanız bu ihtiyacınızın bir kısmını turşu suyu içerek de karşılayabilirsiniz.
Turşulardaki besinlerde bulunan yüksek orandaki liflerin sindirim sistemi üzerinde birçok olumlu etkisi var. Turşu suyu da bu açıdan sıklıkla hazımsızlık sorunu yaşayanların bu sıkıntılarından kurtulmasına yardımcı oluyor.
Turşunun içindeki sarımsak sayesinde sinir sistemimiz de güçleniyor. Zira sarımsağın içinde bulunan flavonodler adlı materyallerin Alzheimer hastalığı için son derece faydası olduğu bilinmektedir.





Turşu Suyu'nun Faydaları

Turşu suyunun saymakla bitmeyecek kadar yararı var!

  • Kas kramplarını hafifletir.
  • Medicine & Science of Sports & Exercise'de yayınlanan bir araştırmaya göre, turşu suyu elektrikle uyarılmış kas kramplarını inhibe ediyor.
  • Turşu suyunun bir diğer yararı, egzersiz sırasında güçlü kalmanıza yardımcı olmasıdır. Terleme sırasında kaybettiğiniz elektrolitlerdir, Turşu suyundaki sodyum ve potasyum egzersiz yaparken vücudunuzu en üst seviyede tutmaya yardımcı olurlar.
  • Yağ içermediğini de belirtmek önemlidir! Spor yapan birçok kişi egzersiz sırasında desteklemesi için oldukça fazla şeker içeren yüksek kalorili içecekleri seçiyor. Gerçekten kilo vermeye çalışıyorsanız, turşu suyu diğerlerinden çok daha iyi bir seçenektir.
  • Bioscience, Biyoteknoloji ve Biyokimya'da yapılan bir araştırmaya göre, sirke (turşu suyunda çok miktarda bulunur), günlük tüketildiğinde kilo vermeye yardımcı olur. Bu nedenle turşu suyu, kilo verme çabalarına yardımcı olabilir.
  • Turşu suyu ayrıca kansere neden olan serbest radikallere karşı savaşan birçok antioksidan içerir. Daha da açık olmak gerekirse salatalık turşusu güçlü antioksidanlar olan A vitamini ve E vitamini içerir.
  • Turşu suyu fermente bir gıda olduğundan, sindirim sistemi için faydalıdır ve bağırsak sağlığını iyileştirebilir.
  • Sirke ayrıca ağız kokularının giderilmesine yardımcı olur, bu nedenle turşu suyunun da tertemiz bir nefes yaratacağını söyleyebiliriz.








Saygı ve sevgiler,


Muhammet Yasin Aydın

Sporcu Beslenmesinde Yeşilliğin Önemi Nedir ?

MAKRO BESİN NEDİR?

Vücudumuzun büyük miktarda ihtiyaç duyduğu besinler makro besinlerdir. Karbonhidrat, protein ve yağlar makro besin öğeleri olarak ifade edilmektedir. Vücut dokularının oluşumu, onarımı, yaraların iyileşmesi, ısı ve enerji kaynağı olmaları, birçok hormon ve vücut sıvılarının salgılanmasında rol almaları, bağışıklık sistemini kuvvetlendirme ve diğer metabolik ve yapısal olayların düzenlenmesinde rol oynar.

MİKRO BESİN NEDİR?

Vücudumuzun daha az miktarda ihtiyaç duyduğu besinler mikro besinlerdir. Vitamin, mineral ve iz elementler mikro besin öğeleri olarak adlandırılmaktadır.

SPORCU BESLENMESİNDE YEŞİLLİĞİN ÖNEMİ

Sağlıklı beslenmede ya da diyet programınızda listenize ekleyeceğiniz yeşillikler ile hem ödemlerden kurtulabilirsiniz, hem de sindirim sisteminizi rahatlatabilirsiniz. Yeşil yapraklı sebzeler sağlıklı bir beslenme düzeninin önemli bir parçasıdır. Vitaminler, mineraller ve liflerle doludur, ancak kalorileri gerçekten çok düşüktür. Yeşil yapraklı sebzeler bakımından zengin bir diyet, obezite riski, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve zihinsel düşüş riskinde azalma gibi birçok sağlık yararı sağlayabilir. Mikro yeşillikler, sebze ve bitki tohumlarından elde edilen olgunlaşmamış yeşilliklerdir. Genellikle 2,5 cm ila 7,5 cm arasında bulunurlar. 1980’lerden beri, genellikle bir garnitür veya dekorasyon olarak kullanılmıştır, ancak daha farklı kullanımları da vardır. Küçük boyutlarına rağmen, renk, lezzet ve besinlerle doludur. Aslında, bir çalışma mikro yeşilliklerin olgun muadillerine kıyasla, 40 kata kadar daha fazla besin içerdiğini bulmuştur. Bu besinlerin bazıları C vitamini, E vitamini ve K vitaminidir. Mikro yeşillikler, tüm yıl boyunca kendi evinizin rahatlığında yetiştirilebilir ve bu sayede kolayca kullanılabilir hale gelir. En popüler çeşitler aşağıdaki bitki ailelerinin tohumları kullanılarak üretilir;
  • Brassicaceae ailesi: Karnabahar, brokoli, lahana, su teresi, turp ve roka
  • Asteraceae ailesi: Marul, hindiba, radika ve güneğik
  • Apiaceae ailesi: Dereotu, havuç, rezene ve kereviz
  • Amaryllidaceae ailesi: Sarımsak, soğan ve pırasa
  • Amaranthaceae ailesi: Amarant, kinoa, pazı, pancar ve ıspanak
  • Cucurbitaceae ailesi: Kavun, salatalık ve kabak


Pirinç, yulaf, buğday, mısır ve arpa gibi tahılların yanı sıra nohut, fasulye ve mercimek gibi baklagillerden de bazen mikro yeşillikler elde edilir. Mikro yeşillikler, çeşitliliğine bağlı olarak nötr, baharatlı, hafif ekşi ve hatta acıya kadar değişebilen tada sahiptir. Genel olarak, lezzetleri güçlü ve konsantre olarak kabul edilir. Hadi şimdi başlıca mikro besinleri aşağıda sıralıyalım.. 






ROKA

Çok düşük kalori içerir. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu birçok besini karşılayabilir. Rokayı pişmeden tüketmek gereklidir. Özellikle roka salatanıza ekleyeceğiniz ceviz, peynir ile tadını daha da güzelleştirebilirsiniz.






MAYDANOZ

Vücudumuzda biriken yağları yakmak için kullanabileceğimiz en önemli besinlerden bir tanesidir. En iyi ödem attırıcı besinler arasında da gelmektedir. Sabahları üzerine limon sıkarak kullanıldığında daha fazla etkisi görülebilmektedir.






DEREOTU

Yemeklerden 15 dakika önce 1 yemek kaşığı dereotu tüketmek iştahınızın kesilmesini sağlar. Aynı zamanda içeriğinde çok fazla lif bulunduğu için uzun süre tok kalmanızı sağlar. Çiğ yemek daha çok tercih edilmelidir. Eğer tüketemiyorsanız yoğurt ile karıştırılabilir.






TERE

Yağ yakan hücrelerin sağlıklı ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar. Sindirim sistemi için oldukça önemlidir. Çiğ olarak tüketilmesi gereklidir. Piştiğinde çok acımsı bir tat alır.






NANE

Çok etkili bir uyarıcıdır. Sindirim enzimlerini uyarır ve yağ yakma etkisini arttırır. Taze olarak yenildiğinde daha fazla etkisini gösterir. Yemeklerin yanında ya da kahvaltılarda tüketilebilir. Yoğurt ya da ayranla da tercih edilebilir.






ISPANAK

Ispanak, popüler bir yeşil yapraklı sebzedir ve çorbalar, soslar, tatlılar ve salatalar da dâhil olmak üzere çeşitli yemeklere kolayca eklenir. Besin profili olarak, etkileyici şekilde bir kâse (30 gram) çiğ ıspanak; günlük K vitamini ihtiyacının % 181’ini, günlük A vitamini ihtiyacının % 56’sını ve günlük manganez ihtiyacının % 13’ünü karşılar. Ayrıca kırmızı kan hücresi üretiminde ve nöral tüp defektlerinin önlenmesinde anahtar rol oynayan folat ile doludur. Nöral tüp defekti olan spina bifida üzerinde yapılan bir çalışmada, bu durum için en önlenebilir risk faktörlerinden birinin, gebeliğin ilk üç ayında düşük folat alımı olduğu bulunmuştur. Doğum öncesi vitamin almakla birlikte ıspanak yemek, hamilelik sırasında folat alımınızı artırmanın harika bir yoludur.






MARUL

Marul, sağlam gövdeye sahip yeşil yapraklı bir sebzedir. Gevrek bir dokusu vardır ve özellikle Sezar salatalarında kullanımı sebebiyle giderek daha popüler hale gelmektedir. Bir kâse (47 gram) marul, günlük A vitamini ihtiyacının % 82’sini ve günlük K vitamini ihtiyacının % 60’ını içerir.






PAZI

Pazı kalın bir sapı olan ve kırmızı, beyaz, sarı veya yeşil renge sahip koyu yeşil yapraklı bir sebzedir. Genellikle Akdeniz mutfağında kullanılır ve pancar ve ıspanak ile aynı aileye aittir. Toprağımsı bir tadı vardır ve potasyum, manganez, A vitamini, C vitamini ve K vitamini gibi mineraller ve vitaminler açısından zengindir.




Vücudu Çeşitli Kurtlardan Ve Bakterilerden Temizleme Özelliğine Sahip Yeşillikler;
  • Yeşil soğan ve sarımsak en güçlü parazit engelleyici yeşilliklerdendir. Beslenme listenize sık sık bu yeşillikleri dâhil edin.
  • Fitonsidler açısından zengin olan fesleğen ve tarhun da güçlü kurt düşürücü yeşilliklerdendir.
  • Kişniş ve kişniş tohumu. Kişniş tohumu ile doğal kurt düşürücü ilaç hazırlamak mümkün: 1/2 tatlı kaşığı kişniş tohumu 1 tatlı kaşığı balla karıştırılır ve sabah erken aç karnına alınır. 30-40 dakika sonra yemek yenilebilir. Tedavi süresi 10 gündür.
  • Dereotunun yaprakları, gövdesi ve tohumları kurtları öldürür.
  • Isırgan: 1 yemek kaşığı ufalanmış ısırgan 1 bardak kaynar suda demlenir ve günde 3 kez 1 yemek kaşığı olmak üzere içilir.
  • Tere de parazit kovucu etkiye sahiptir.
  • İyi yıkanmamış sebzelerin üzerinde parazitlerin yumurtaları olabilir. Dolayısıyla yeşillikleri önce sirke ilave edilmiş suda bekletip daha sonra iyice yıkamak gerekir.



Sonuç olarak, yeşil yapraklı sebzeler, sağlığınızın gelişmesi için önemli olan yararlı ve güçlü besinlerle doludur. Neyse ki, birçok yeşil yapraklı sebze yıl boyunca bulunabilir ve şaşırtıcı ve farklı şekillerde, kolayca kendi yemeklerinize dahil edebilirsiniz. Yeşil yapraklı sebzelerin, etkileyici sağlık faydalarından yararlanmak için, yukarıda bahsedilen sebzeleri diyetinize dahil ettiğinizden emin olun. Ayrıca çoğunlukla pişirmek yerine çiğ yemeyi tercih edin.




Saygı ve sevgiler,

Muhammet Yasin Aydın